10006,34%0,58
39,85% 0,11
47,06% 0,21
4277,74% 1,18
6644,83% 0,00
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yargı mensuplarına parmak sallamak, ‘yargı kararını tanımayız’ demek, mahkemeler üzerinde baskı kurmak kimsenin hakkı da haddi de değildir. Özgür efendinin siyasetle ilişkisi bizim unuttuğumuz dönemlerden çok daha gerilerde kaldı. Şiir okuduğumuz için ceza aldığımız davada da partimize açılan kapatma davasında da duruşumuz, tavrımız, ne söylediğimiz bellidir. Boş işlerle uğraşacaklarına hukuk mücadelesi nasıl verilir, bize bakıp öğrensinler. Haksızlığa uğrasak da kimseyi tehdit etmedik, kimseye hakaret etmedik, 'yargıyı tanımıyorum' demedik. Savunmamızı yaptık. Yargının verdiği karara teslim olduk" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, AK Parti olarak istişare geleneklerini istikrarlı bir şekilde sürdürdüklerini belirterek, "Hem partimize hem ülkemize hem de dış politikaya dair her meseleyi açık yüreklilikle konuşuyor, tartışıyor, kararlarımızı buna göre alıyoruz. Bir AK Parti geleneği olarak yıllardır Türk siyasetinde dikkatle takip edilen Kızılcahamam İstişare ve Değerlendirme toplantımızın 32’ncisini 11-13 Temmuz tarihleri sırasında gerçekleştireceğiz. Kampımızı bir istişare zemini olmanın ötesinde AK Parti'nin yeni dönem yol haritasının şekilleneceği bir ortak akıl platformu olarak görüyoruz. Kızılcahamam Kampı'ndan inşallah güçlenerek, yenilenerek, tazelenerek enerji ve ilham toplamış olarak çıkacağız" dedi.
‘KARDEŞLİK HUKUKUNU YÜCELTENLERDENİZ’
AK Parti teşkilatı olarak uyum ve koordinasyon içinde her zamankinden daha kararlı bir şekilde yollarına devam ettiklerini ifade eden Erdoğan, "AK Partili kadrolar olarak biz kavga edenlerden değil, istişare kültürünü ve kardeşlik hukukunu yüceltenlerdeniz. Birbirinin ayağını kaydıran, birbirine kumpas ve tuzak kuran değil, aynı davaya, aynı ideale gönül veren bir hareketiz. Böyle bir teşkilatız. Bakın bizi çıkarlarımız bir araya getirmedi. Bizi siyasi ikbal hevesimiz bu çatı altında buluşturmadı. Koltuk için, makam için, unvan için bu görevlere aday olmadık. Biz sadece halka hizmet ederek, Hak'kın rızasını kazanmak için buradayız. Milletimize hizmetkarlık yapmak için AK Parti'deyiz” diye konuştu.
'86 MİLYONUN TAMAMI CANIMIZDAN BİR PARÇADIR'
AK Parti olarak ağustos ayında 24’üncü yaşlarını kutlayacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaklaşık 24 yıldır bu partiye kibri, tekebbürü, millete tepeden bakmayı yaklaştırmadık, bundan sonra da yaklaştırmayacağız. Milleti hor görenlerden, milleti yok sayanlardan, milletin dertlerine kulak tıkayanlardan olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. Türkiye'ye hizmet aşkımızı yitirmedik. Bundan sonra da yitirmeyeceğiz. Bizim yerimiz milletimizin yanıdır. Bize oy versin veya vermesin 86 milyonun tamamı özbeöz kardeşimizdir, canımızdan bir parçadır. Biz millet için varız. Millet neredeyse biz hep orada olacağız. Millet ne istiyorsa onu yapacak, onu hayata geçireceğiz. AK Parti milletin partisidir. Bu teşkilat bizatihi bu aziz milletin teşkilatıdır. Biz elitlerin, seçkinlerin değil, her zaman garip gurebanın, fakir fukaranın, kimsesizlerin, ihtiyaç sahiplerinin yoldaşı olduk. Yoksulları, garipleri, yolda kalmışları samimiyetle kucakladık, ellerinden tutup kaldırmanın mücadelesini verdik. Bugün de aynı çizgide siyaset yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘YAZ DÖNEMİNDE TAM KADRO SAHADA OLACAĞIZ’
Erdoğan, teşkilat olarak yaz aylarını fırsata çevireceklerini kaydederek, "Geçen sene yaptığımız ve oldukça verimli geçen ‘Türkiye Buluşmaları’nı, ‘Türkiye Yüzyılı Buluşmaları’ temasıyla inşallah devam ettiriyoruz. Bakanlarımız, genel başkan yardımcılarımız, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerimiz ve milletvekillerimiz 81 ilimizi ziyaret edip, teşkilat mensuplarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, iş dünyamız ve halkımızın çeşitli kesimleriyle bir araya gelecekler. Yaz boyunca partimizin olmazsa olmazı danışma meclislerimizi de ara vermeden ve mümkün olan en yüksek katılımla gerçekleştireceğiz. Yaz süresince gençlere yönelik belediyelerimizin düzenleyeceği etkinlikleri ‘Yaz Seninle Güzel’ başlığı altında topladık. 2028 seçimlerinde 5,6 milyon gencimiz ilk kez oy kullanacak. Bu genç kardeşlerimizden 2 milyonu halihazırda bizim belediyelerimizin sınırları içerisinde yaşıyor. 2025 yılı yaz aylarında gençlere yönelik çalışmalarla 750 bin gencimize ulaşmayı hedefliyoruz. Kendi belediye sınırlarımız dışında ikamet eden gençlerin de bu çalışma ve faaliyetlerden haberdar olmalarını sağlayacağız. Yaz döneminde kadın kollarımız ve gençlik kollarımız da sahaya inecekler, son derece önemli çalışmalara imza atacaklar. Kabinesiyle, genel merkeziyle, kurullarıyla, milletvekilleriyle, ilçe, belde, hepsinden öte il teşkilatlarıyla belediyesiyle hep beraber tam kadro sahada olacağız" dedi.
‘TÜRKİYE’YE ÇAĞ ATLATTIK’
Yaz dönemini muhalefetle aralarındaki farkı açmak için bir fırsat olarak hep beraber kullanacaklarını belirten Erdoğan, "Yine bu süreçte muhalefetin sürekli köpürttüğü yalan ve iftiraların önünü delilleriyle, belgeleriyle vatandaşlarımıza doğruları anlatarak keseceğiz. Belediye ve il başkanlarımız başta olmak üzere sizlerden bu faaliyetlere gereken önemi vermenizi, bu faaliyetlerin en yüksek verimle hayata geçirilmesi için özveriyle çalışmanızı beklediğimi ifade ediyorum. Bu programlar bizlere milletimizin görüşlerini doğrudan öğrenme imkanı sunarken aynı zamanda hizmetlerimizi anlatma fırsatı da bahşediyor. Hizmet, eser, yatırım, icraat ve proje noktasında Cumhuriyet tarihinin en başarılı kadrosu işte buradadır, bu salondadır. Ulaştırmada, sağlıkta, eğitimde, ticarette, savunmada, tarımda ve daha birçok başlıkta merhum Özal'ın tabiriyle, ‘Türkiye'ye çağ atlattık’ kimse kusura bakmasın. Muhalefet hizmet yarışında bizim elimize su bile dökemez. Bizim herhangi bir belediye başkanımızın vizyonu, çalışkanlığı, hizmet tutkusu ile muhalefetten kimse boy ölçüşemez. İllere, ilçelere gittiğimizde AK Parti ve Cumhur İttifakı belediyelerinin farkını çok net biçimde görebiliyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı belediyelerinde icraat var, eser var, 7/24 çalışma var. Şehirlerini güzelleştirme mücadelesi var. Meydanlarda verdiği sözü tutma şuuru var. Emanetin hakkını hizmet siyasetiyle ödeme ihtiyacı var. Bizim belediyelerimizde şikayet etmek değil, çözüm üretmek var. Lafla peynir gemisi yürütme kurnazlıkları değil, taş üstüne taş koyma şevki var. Şehrin hakkını bilen, kul hakkını gözeten bir tasavvur var. Rantın değil, hizmetin izini süren yüce bir ahlak var. Sadece bugünü değil, yarını da düşünen bir bakış açısı var” dedi.
'ŞERİATIN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ'
CHP’de devam eden sürecin partinin iç meselesi olduğunu belirten Erdoğan, “Ana muhalefet partisinde yaşanan gelişmeleri milletimiz ibretle izliyor, parti içi kavgadan, didişmeden başlarını dahi kaldıramıyorlar. Daha 2 sene öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına bugün en ağır hakaretleri etmekte hiçbir beis görmüyorlar. Anlaşıldığı kadarıyla, düşeni yemek bir CHP geleneği. CHP'de süregiden iç savaş tabii ki CHP'nin iç meselesidir. Kimin kime ne dediği, hangi ithamlarda bulunduğu, hangi hakaretleri ettiği CHP içinde kimin kimi hançerlediği bizi ilgilendirmez. Bizi ısrarla çekmek istedikleri kurultay tartışmaları da yine CHP iç sorunudur. Yargıya taşınan davanın tüm tarafları dikkat edin, CHP'lilerden oluşuyor. Daha burada zikretmeye bizim edebimizin el vermediği yüz kızartıcı iddiaları dillendirenlerin hepsi CHP'lilerden başkası değil. Bu kavganın, bu bilek güreşinin hiçbir yerinde biz yokuz. Aynı durum diğer soruşturma ve kovuşturmalar için de geçerlidir. Eğer konuyla ilgili suçlayacak birilerini arıyorlarsa AK Parti'ye veya bize değil, gitsinler eski ve yeni yol arkadaşlarına baksınlar, dava dosyasında kimlerin isimlerinin yazılı olduğuna baksınlar. Biz bugüne kadar bu kavganın, bu rekabetin, bu meydan muharebesinin tarafı olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. Yolu adliyeye düşen herkes gibi CHP'liler de mahkemede kozlarını paylaşır. Delillerini sunar, savunmalarını yapar, bağımsız ve tarafsız Türk yargısı da en doğru, en isabetli kararı verir. Nihayetinde şeriatın kestiği parmak acımaz. Yargı mensuplarına parmak sallamak, ‘yargı kararını tanımayız’ demek, mahkemeler üzerinde baskı kurmak kimsenin hakkı da haddi de değildir. Özgür efendinin siyasetle ilişkisi bizim unuttuğumuz dönemlerden çok daha gerilerde kaldı. Şiir okuduğumuz için ceza aldığımız davada da partimize açılan kapatma davasında da duruşumuz tavrımız ne söylediğimiz bellidir. Boş işlerle uğraşacaklarına hukuk mücadelesi nasıl verilir, bize bakıp öğrensinler. Haksızlığa uğrasak da kimseyi tehdit etmedik, kimseye hakaret etmedik, 'yargıyı tanımıyorum' demedik. Savunmamızı yaptık. Yargının verdiği karara teslim olduk. Aynı olgunluğu, aynı özgüveni, aynı hukuka saygıyı maalesef CHP'de ve CHP yönetiminde göremiyoruz. Bunun takdirini milletimizin çok iyi yaptığına ve yapacağına inanıyorum" dedi.
'TÜRKİYE'NİN İHTİYACI YAPICI SİYASET DİLİDİR'
Erdoğan, CHP'nin pusulasının bozulduğunu, siyasi kıblesinin şaştığını söyleyerek, "Temennimiz ana muhalefet partisinin milletin asli gündemine dönmesidir. Bölgemiz yangın yerine dönmüşken, dünyada tarihi kırılmalar ve krizler yaşanırken, Türkiye yarım asırlık bir sorununu çözmeye çabalarken, hasılı ortada bu kadar yakıcı ve hayati meseleler varken ana muhalefetin 3-5 belediye soyguncusunun oyuncağı haline gelmesi, bununla da kalmayıp gerginlikten, kutuplaşmadan, istismardan beslenmeyi siyasetinin merkezine yerleştirmesi hem kendileri hem de ülkemiz için kayıptır. Siyasi rekabeti husumete dönüştürmek, kendileri dışındaki herkesi düşmanlaştırmak, her eleştiriyi zorbalıkla bastırmaya çalışmak Türkiye'ye ve demokrasimize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Türkiye'nin ihtiyacı olan yapıcı ve sorumlu bir siyaset dilidir. Muhalefetin istikamet sorununu bir an önce çözmesini ümit ediyoruz. Böyle bir dönemde küçük sorunların, küçük hesapların peşinde koşanlar tarihe hesap veremezler. Biz kartların yeniden kırıldığı küresel siyaset ve ekopolitikte Türkiye'yi en güçlü biçimde konumlandırmanın derdindeyiz. Terör sorununu tamamen çözmüş, iç cephesini tahkim etmiş, bagajlarından ve safralarından kurtulmuş bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi de mümkün olan en geniş katılımla vermek istiyoruz" dedi.
‘ALÇAKÇA BİR PROVOKASYONDUR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Leman dergisinde yayımlanan karikatüre yönelik, "Kimi edep ve adap bilmez ahlaksızların Resulü Ekrem Efendimize yaptığı hürmetsizlik asla kabul edilemez. Mizah kisvesiyle yapılan açık bir kışkırtmadır. Alçakça bir provokasyondur. Bu nefret suçuyla ilgili emniyetimiz ve yargımız hemen harekete geçmiş, bahse konu dergi toplatılmış, gerekli süreçler başlatılmıştır. Resulullah Efendimize ve diğer peygamberlerimize küstahlık edenler bunun hesabını hukuk önünde vereceklerdir. Biz bunun takipçisi olacağız" diye konuştu.