10949,95%-0,04
40,76% 0,11
47,75% 0,42
4400,24% 0,37
7075,44% 0,66
Epözdemir ifadesinde, "Dosya HSK'ya gönderilmeli ve kıymetli evrak olanlar tarafımıza iade edilmelidir. Özel hayata ilişkin dosya kapsamına giren evraklar ise imha edilmelidir. Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil toplama yetkisi de bu sebeple yoktur. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı, 'Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir' ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz" dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında 'Rüşvet vermek', 'Siyasi-askeri casusluk' ve 'FETÖ/PDY'ye yardım' suçlamalarıyla gözaltına alındı. Bugün adliyeye sevk edilen Epözdemir'in 'Rüşvet' soruşturması kapsamında savcılığa verdiği ifade ortaya çıktı. İfadesinde savcı C.Ç.'yi tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştüklerinin sorulması üzerine Rezan Epözdemir, "C.Ç., 2007 yılında Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığında Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmaktaydı. Ben de aynı dönem İstanbul Barosu’nun aynı bölgede temsilcisiydim. Tanışıklığımız burada başlamıştır. Ayrıca C.Ç.'nin 2020 yılından itibaren vekaleti bendedir. C.Ç. ile tatile ya da mesai dışında yemeğe gittiğimi hatırlamıyorum. C.Ç.'nin soruşturmasını yürüttüğü hiçbir dosyaya vekalet sunmadım. 2021 yılı Nisan ayı sonrasında işlerimin çok yoğunlaşması sebebiyle C.Ç.'yi makamında ziyaret etmedim. Ancak bu tarihin öncesinde adliyeye gittiğimde kendisini ziyaret ederdim" dedi.
'A.D. PARA VERMEDİĞİM TAKDİRDE BİR KUMPAS İLE İFTİRA ATACAĞINDAN BAHİSLE PARA TALEP ETMEKTEDİR'
A.D. isimli kişiyi tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştüklerinin sorulması üzerine ise Epözdemir, "A.D. ile şu an tam tarihini hatırlamadığım bir dönemde ortak bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım. 2018 yılında A.D. bana dosyalarını takip etmem için vekalet verdi. Adamın dolandırıcı olduğunu öğrendikten sonra avukatlığından istifa ettim. A.D.'nin adli sicil kaydına bakıldığında da görüleceği üzere kendisi bir dolandırıcıdır. Rüşvet suçundan yargılanmaktadır. Ayrıca A.D., yabancı numaralar üzerinden yaklaşık 5 yıldır benden para vermediğim takdirde bir kumpas ile iftira atacağından bahisle para talep etmektedir" dedi.
'ARAMIZDA HUKUKEN HUSUMET BULUNMAKTADIR'
Z.Y., A.M.Y., K.Y. ve N.E. isimli kişiler sorulduğunda ise Epözdemir, "Z.Y., A.M.Y. ve N.E.'yi tanımam. Hayatım boyunca hiç görmedim. Aramızda ne yüz yüze ne de GSM veya sair yollarla bir iletişim olmamıştır. K.Y., C.Ç.'nin katibiydi. Kendisiyle herhangi bir temasımız olmamıştır. C.Ç.'yi makamında ziyaret ettikçe odasında görürdüm" dedi.
K.Y.'nin dijital materyallerinde Epözdemir’le mesaj kayıtları olduğu ve K.Y.'ye forma hediye edildiği, A.D. ve ihbar eden Z.Ç.'nin C.Ç.'nin rüşvet eylemlerinde K.Y.'yi de Epözdemir ile irtibat kurmak için kullandığına dair iddialar sorulduğunda, "K.Y. ile bir irtibat kurduğumu hatırlamıyorum. Z.Ç., FETÖ kumpas dosyalarında lehine tanıklık yapmıştır. Z.Ç. ile aramızda 3 adet tazminat, 1 adet ceza davası bulunmaktadır. Bu sebeple aramızda hukuken husumet bulunmaktadır. Kendisi, talimat aldığı kişilerin emriyle bana kumpas kurmaktadır" şeklinde konuştu.
‘RÜŞVET İDDİASIYLA WHATSAPP KAYIT TARİHLERİ UYUŞMAMAKTADIR’
Tanık A.D.'nin savcı C.Ç. ile Rezan Epözdemir'in 150 bin dolar karşılığında tutuklu şüphelilerin tahliyesini sağlayacağı yönündeki iddiaları hakkındaki soruyu cevaplayan Epözdemir, "Bahsettiğiniz dosyadaki şüpheliler 15.06.2021 tarihinde tahliye olmuşlardır. A.D. ise beyanında bu dosya kapsamında 150 bin dolar rüşvet karşılığında anlaşıldığını iddia etmiştir. Göstermiş olduğunuz kayıttaki mesajlaşma ise 07.07.2021 tarihindedir. Atalay'ın beyanını kesinlikle kabul etmemekle birlikte, beyana göre, benim bu parayı en geç 14.06.2021 tarihinde almam gerekiyordu. Göstermiş olduğunuz mesaj kayıtlarının olduğu 07.07.2021 tarihinde bu şahıslar zaten tutuksuz yargılanmaktadır. Bu şahıslar tekrardan aynı dosya kapsamında Yargıtay 5 Ceza Dairesi'nin de yargılama konusu olan suçüstü halinin yapıldığı 29.09.2021 tarihinde gözaltına alınmışlardır. Daha sonra Adli Kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardır. Ben 07.07.2021 tarihinde veya bu tarihe yakın tarihlerde savcı C.Ç. ile buluşup buluşmadığımı, şayet buluşmuş isem C.Ç.'nin bana kendisine daha önce vermiş olduğum borca ilişkin bir ödeme yapıp yapmadığını hatırlamıyorum. Zaten aradan yaklaşık 5 sene geçmiştir. Hatırlamam hayatın olağan akışına da aykırıdır. C.Ç.'ye şu an tarihini hatırlamadığım dönemlerde 1-2 kez borç para vermiştim. Hatırladığım kadarıyla birini bir bankanın Sultangazi şubesinde vermiştim. Bunun dışında da benden bir kez, 'Ev alacağım' diye para istediğini hatırlıyorum. 2021 yılı Haziran ayından itibaren bir spor kulübünün yönetimine seçilmem sebebiyle işlerim çok yoğunlaştı. Bu tarihten itibaren C.Ç. ile iletişimim eski sıklıkta olmamaya başladı. C.Ç.'den miktarını ve borç verdiğim tarihi şu an hatırlayamadığım parayı yüz yüze ya da telefon vasıtasıyla istemeye başladım. Hatırladığım kadarıyla bir kısmını ödemişti, ancak ne kadar ödeme yaptığını da hatırlamıyorum. Ayrıca C.Ç. bu dosyadan rüşvet almış ise mantıken paranın kendisine teslim edilmesi gerekirdi. Ben aracı olsaydım, paranın bana getirilip benim üzerimden C.Ç.'ye ulaştırılması gerekirdi. Yazışmada ismimin neden geçtiğini bilmiyorum. C.Ç.'ye borcunu ödemesi hususunda yapmış olduğum baskı sebebiyle yazışmada ismim geçmiş olabilir. Aralarındaki para alışverişine ilişkin bir bilgim yoktur. Bunun ne parası olduğunu bilmiyorum. Dosyada menfaat temin etmek için beyan değiştirerek bu paranın rüşvet suçuna ilişkin olduğunu, benim de buna dahil olduğumu beyan ederek şahsıma kumpas kurmuştur" dedi.
'İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NIN DELİL TOPLAMA YETKİSİ YOKTUR'
Epözdemir'in ofisinde yapılan aramada borçlusu savcı C.Ç. alacaklısı ise Rezan Epözdemir olan toplam 2 milyon 490 bin lira bedelli 2 adet bono ele geçirildi. Savcı C.Ç. ile Rezan Epözdemir'in telefonlarının 08.07.2021 günü gece saatlerinde ortak baz istasyonundan sinyal verdiğinin tespit edilmesiyle birlikte değerlendirildiğinde, bonolardan birinin rüşvet alınan paranın C.Ç.'de kalması karşılığında düzenlendiği yönünde kanaat oluşturuldu. Bu hususla ilgili soruyu cevaplayan Epözdemir, "İfademin başında da soruşturmanın 2802 sayılı kanunun 86. Maddesi uyarınca HSK müfettişleri tarafından yürütülmesi gerektiğini düşündüğümü söylemiştim. Buna ilişkin Yargıtay Genel Ceza Kurulunun ve Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarını sunmuştum. Bu sebeple dosya HSK'ya gönderilmeli ve kıymetli evrak olanlar tarafımıza iade edilmelidir. Özel hayata ilişkin dosya kapsamına giren evraklar ise imha edilmelidir. Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil toplama yetkisi de bu sebeple yoktur. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı, 'Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir' ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz. Dolayısıyla hukuksuz delil niteliğindeki bu bonolar soruşturmaya konu olmamalıdır. Hukuka aykırı arama ile elde edilen bonolara ilişkin sorulara cevap vermek istemiyorum. Hükme esas alınamazlar. Bu belgeler alacak iddiamı tevsik eder mahiyettedir. Bu konuda HSK nezdinde hukuki başvurularda bulunacağımı da beyan etmek isterim" dedi.
'BİR AVUKAT ZATEN İSTEDİĞİ DOSYAYI İNCELEYEBİLİR'
Savcı C.Ç.'nin UYAP şifresi ile işlem yaptığı yönündeki iddiaları içeren soruyu cevaplayan Epözdemir, "Kesinlikle K.Y. ve dolandırıcı A.D.'nin beyanlarını kabul etmiyorum. Benim C.Ç.'nin savcılık rolü üzerinden herhangi bir kişisel veri niteliğindeki bilgiyi sorgulamam söz konusu olamaz. Bunlar aynı elden çıkan, menfaat karşılığı verilen, gizli bir elce organize edilen, kumpas amacıyla yönlendirilmiş beyanlardır. Hangi şahıs hakkında sorgulama yaptığıma dair net bir beyanda bulunulmamıştır. Bir avukat zaten vekalet sunmadan da istediği dosyayı inceleyebilir. Bunlar soyut beyanlardır" dedi.
'C.Ç.'NİN ARACINDA SORUN OLDUĞU İÇİN VERMİŞTİM'
Savcı C.Ç. adına verilen koruma kararı kapsamındaki 2 araçtan birinin kendisi tarafından kullanıldığı ve bu durumun kendisine ait bir aracın 12.06.2019 ile 05.10.2021 tarihleri arasında C.Ç.'ye verilen koruma kararı kapsamında şerh edildiği şeklindeki tespit ile ilgili soruyu cevaplayan Epözdemir, "Üzerinden zaman geçtiği için tam olarak hatırlamamakla birlikte ya C.Ç.'nin eşinin kullanımı için ya da C.Ç.'nin aracında bir problem olduğu için ivazlı tahsis şeklinde kendisine vermiştim. Bu zaman diliminin önemli bir kısımda aracı kendisi kullanmıştır" dedi.
'BU DELİLLER İLE BAŞLATILAN SORUŞTURMALAR DA HUKUKSUZDUR'
İfadesinin ardından son sözleri sorulan Epözdemir, "Birinci olarak dosyanın yukarıda sebebini izah ettiğim üzere ivedilikle HSK'ya gönderilmesi gerekmektedir. İkinci olarak hukuksuz delil kısmına tekrar dikkat çekmek istiyorum. Elde edilen delillerin tamamı hukuksuzdur. Bu deliller ile başlatılan soruşturmalar da hukuksuzdur. Meskur delillerin tarafımıza iade edilmesini talep ediyorum. Ayrıca varsa hukuksuz deliller ile başlatılan diğer soruşturmaların da sona erdirilmesi gerekmektedir. CMK 141 uyarınca bu soruşturmaları yürüten makamların da rucuen tazminat sorumluluğu olduğunu hatırlatmak isterim. Benim olay tarihi itibariyle delil karartma ve mevcut pozisyonum itibariyle kaçma şüphem yoktur. Aynı madde uyarınca açıkça yetkisiz adli kontrol ve arama işlemi sebebiyle tazminat hakkımı saklı tutuyorum. Oğlumun Londra'da dil eğitimi vardır. Soruşturma tarihinden çok önce olan 23 Temmuz tarihinde Londra biletleri gidiş dönüş şeklinde alınmıştır. Mevcut adli kontrolün daha fazla hak kaybı olmaması adına evveliyetle kaldırılması ve açıkladığım sebeplerle herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın serbest bırakılmayı talep ediyorum. Uçak rezervasyonlarına ilişkin belgeleri de dosyaya sunuyorum. Aleyhimde beyanda bulunan şahıslar hakkında TCK'nın 267. Maddesi uyarınca iftira suçundan resen soruşturma başlatılmasını talep ediyorum" dedi.