10972,63%0,15
40,66% 0,17
47,36% -0,19
4443,86% 0,22
7119,76% 0,58
Diyarbakır'da yaşayan Seher Karakuş'un, 8 yaşında sol bacağında tümör tespit edildi. Kemoterapi tedavisi ve geçirdiği 2 ameliyata rağmen Seher'in hastalığı ilerledi. Enfeksiyon yüzünden bacağında kısılma meydana gelen Seher, yürüyemez oldu. Doktorların bacağını kesme önerisinde bulunduğu Seher, ailesi tarafından Ankara'ya getirilerek özel hastanede tedaviye alındı. Hastanede yapılan 3'üncü operasyonla tümör tamamen temizlendi. Bacağında tümör nedeniyle oluşan 25 santimlik kısalık yine operasyonla 10 santime düşürüldü. Tekrar ayağa kalkan Seher, koltuk değnekleriyle yürümeye başladı. Hastalığı ve tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattığı günlüklerini kitaplaştıran Seher, iyileşme ve tekrar ayağa kalkma mücadelesini de ikinci kitabında kaleme alıyor.
'EN ÇOK KORKTUĞUM ŞEY, BACAĞIMIN KESİLMESİYDİ'
Hastalığını öğrendiğinde henüz 8 yaşında olduğunu belirten Seher Karakuş, o süreçte hastalığının ne olduğunu ve sonuçlarının ne olacağını bilmediğini söyledi. Yalnızca bacağında tümör olduğunu bildiğini aktaran Seher, "Kemoterapi aldım, ameliyatlar geçirdim ve enfeksiyon kaptı. Sonra tekrar ameliyat oldum. Çok zordu. Tamam ameliyat olacağım, bitecek, gideceğim, yürüyeceğim artık sanıyordum. Ama hep başka bir şey oldu. Sonra bacağımın kesilmesini önerdiler. Benim en çok korktuğum şey de buydu; bacağımın kesilmesiydi. Sonra Murat hoca ameliyatı üstlendi. Onlar ameliyat yaptı ve başarılı geçti. Şu an çok mutluyum. Çünkü çok zor bir ameliyattı. Çünkü herkes bacağın kesilmesini öneriyordu. O nedenle şu an çok mutluyum" dedi.
'HASTALARA ÖRNEK OLSUN DİYE YAZDIM'
Hastalığını öğrendikten sonra sürekli hastanede vakit geçirdiğini anlatan Seher, “Canım sıkılıyordu hastanede. Günlük yazıyordum. Sonra Çiğdem halam, 'bunu bir kitap haline getirebiliriz. Hem senden sonraki hastalara da örnek olur' dedi. Ben de hem diğer hastalara örnek olsun hem de en azından diğer insanlar, hastalar hakkında bilinçlenmiş olur, ona göre davranır diye yazdım. İlk kitabı 10 yaşındayken yazmaya başladım. Şu an ikincisini yazıyorum. Onu da inşallah bitince bastıracağız" diye konuştu.
'ÇOK MUTLUYUM'
Okula gidemediği için evde eğitim gördüğünü söyleyen Seher, "Arada bir öyle arkadaşlarımı görmeye gidiyorum okula. O bile çok iyi geliyor. Sınav olmaya gidiyorum. Ameliyattan sonra ilk başta yürüyemiyordum. Bir de korkuyordum. Sonra Sinan hoca geldi, 'yürüyeceksin' dedi. 'Yürümeyeceğim' dedim. 'Yürüyeceksin' dedi ve beni kaldırdı. Ardından birazcık yürüyebildim. Çok mutluyum" dedi.
'YATAĞA BAĞIMLI HALDEYDİ'
Seher'in doktoru Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan, Seher’in önceki geçirdiği ameliyatlardan dolayı bacağında oluşan kısalık nedeniyle yürümekte çok zorlandığını söyleyerek, "Devamlı bir enfeksiyonla mücadele ettiği için yatağa bağımlı haldeydi. Bizim asıl amacımız, öncelikle yataktan kurtarmaktı ve bu oldu. İleriki tarihlerde tamamen desteksiz yürüyebilecek. Son bir operasyonumuz daha var. Daha hala bir miktar kısalık farkı var; ama tamamen bağımsız yürüyebilecek. Şu anda ayağa kalkabiliyor. Çok basit bir aparatla proteze bir ilave yapılarak o da olacak. Şu anda cildi de uygun durumda. Tamamen bağımsız yürüyeceğini bekliyoruz yakın bir tarihte" diye konuştu.
'EN ÖNEMLİSİ KANSERİ YENDİK'
Op. Dr. Sinan Yılmaz ise bu hastalıkların genelde uzuv kaybıyla ilerlediğini belirterek, Seher'de ulaşılan noktanın yüz güldürücü olduğunu belirtti. Yılmaz, "Seher için iyi bir nokta olduğunu düşünüyorum geldiğimiz yerin. Bacağını kurtardık. Şu an bacağında protez var. Kanserimizi yendik en önemlisi. Enfeksiyonumuz da şu an negatif görünüyor. Bu da çok yüz güldürücü bir şey. Bundan sonra hedefimiz, yavaş yavaş fizik tedaviyle, adaptasyonlarla günlük hayatta kendi bacağını kullanarak yürütmek, günlük hayata bir an önce Seher'i sokmak olacak" dedi.