21 Nisan, saygı, rahmet ve şükranla andığımız, İslam dünyasının iki büyük değerli evladının Hakk'a yürüdükleri gündür.

21 Nisan 1938; 61 yaşında vefat eden, Türk milletini, Büyük Atatürk’ü, Mevlâna’yı çok seven, kardeş Pakistan’ın kurucu fikir babası ve milli şairi, fikirleriyle zamanını aşan mütefekkir, Allame Muhammed İkbal’dir.

Çanakkale Savaşı sırasında, Türklere maddi yardım ve savaş gönüllüsü toplayan merhum İkbal, milli mücadelemiz zamanında da, bizzat 1,5 milyon Sterlini toplayıp Ankara hükümetine göndermiştir.

Kardeş Pakistan’da bugün de devam eden ve dünya var oldukça da devam edecek olan, Türk sevgisinin ve Türkiye-Pakistan kardeşliğinin temellerini atan, İslam âleminin büyük evladıdır Allame Muhammed İkbal.

Milli Şairimiz Akif’e yazdığı mektupta; “Türk milletini, modern Türkiye'yi çok seviyorum.” diyen Allame İkbal, rüyasında gördüğü Peygamber Efendimizin (S.A.V.) kendisine, “Söyle, bana ne gibi bir hediye getirdin? Sorularına karşılık arz ettiği şu sözleriyle hatırlıyor, ahirete irtihalinin yıldönümünde, saygı, rahmet ve şükranla anıyoruz.

“Yalnız bir şey getirdim, kutlanmıştır, tekbirle!

Bir şişe kan ki, eşi yoktur cennette bile,

Bu senin ümmetinin namusu, vicdanıdır,

Bu, Trablus şehidi MEHMETÇİĞİN kanıdır.”

İslam dünyasının bir diğer büyük evladı ise, 21 Nisan 1996 da, henüz 52 yaşındayken, kalleş bir füze saldırısıyla yapılan suikast sonucunda şehid edilen, Atamız Şeyh Şamil'in kutlu bağımsızlık davasını Çeçenistan’da sürdüren, zamanının efsane komutanı ve ülkesinin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Cevher Musayeviç Dudayev’dir.

Şehidimizi, Türk milleti için söylediği şu sözleriyle yâd ediyor, şehadetinin seneyi devriyesinde, saygı, rahmet ve şükranla anıyoruz.

“Şimdi gururla söylemek istiyorum ki, Çeçenler tarih boyunca Türklere bağlı kalmışlar ve tarihin hiçbir döneminde ihanet etmemişlerdir.”

“Türkiye hem Türk dünyasının hem de İslam âleminin ümit ışığıdır. Bu ışığın sönmesi hem İslam âleminin hem de Türk dünyasının karanlığa gömülmesi demektir.”

“Tarih boyunca İslam âlemi Türklerden faydalanmıştır. Türkler güçlü oldukça İslam âlemi rahat ve huzur içinde olmuştur; zayıfladıkça, İslam âlemi ezilmiş ve horlanmıştır. Türkler İslam’ın koruyucu gücü olmuşlardır.”

İslam âleminin unutulmaz bu iki büyük evladının mekânları cennet, makamları âli olsun.

Tarihimize ve insanlık tarihine; hayatları, hizmetleri, vefatları ve şehadetleriyle örnek izler bırakmış tüm geçmişlerimizi ve şehidlerimizi gelecek nesillere anlatacak, anlayıp, tanıtacak, saygı, rahmet ve şükranla anacak, unutmayıp, unutturmayacağız.

Türk-İslam âlemine hizmeti olan geçmişlerimizle birlikte bütün şehidlerimizi ve ahirete irtihal eden gazilerimizi saygı, rahmet ve şükranla anıyoruz. Makamları ali, mekânları cennet olsun. Lillahi Teala El-Fatiha.