Ülkemiz, milletçe yaşadığı asrın felaketiyle birlikte tarihi ve kritik bir seçim olan 14-28 Mayıs‘ta asrın seçimini yaptı.

Ülkemizdeki seçimlerin güvenli, özgür ve adil olması üzerine iftiraya dayalı üstenci yaklaşımları ısrarla yazan ve savunan batı dünyasına, 14-28 Mayıs seçimleriyle milletçe ortaya koyduğumuz yüksek demokrasi uygulaması, pekişmiş demokrasinin parmaklarını ısırtacak bir örneğini iflah olmaz muarızlarımızla birlikte tüm dünyaya göstermiş olduk.

Cumhur, 14 Mayıs seçimlerinde TBMM de kendisinin İttifakını birinci, adayı Sayın Erdoğan’ı da, rakibiyle arasında beş puana yakın fark olan bir oy vererek tamamlatmış, her türden terör örgütlerinin ve birçok batı başkentinin desteğindeki ittifakın partnerlerine ve ‘Söz Yine Baharlar Gelecek’ diyerek nerelere söz verdiğini tahmin ettiği adayına da, ‘Zemheri’ yi yaşatıp, kalp yapan ellere masaları şamarlatmıştır!..

Cumhur, çeşitli kırgınlıklarını ve kızgınlıklarını, kendi ittifakının partnerlerinden birine oy vererek tercihini ittifakın içinde tutmuş, Cumhurbaşkanlığında da kendisinin ve medeniyet coğrafyasındaki kardeşlerinin adamı olarak gördüğü ERDOĞAN’a 49,52 oranında oy verip, millet ittifakının adayını, paydaşları kandili, LGBT’yi ve Pensilvanya’yı koma halinde defne hazır bir şekilde 28 Mayıs’a bırakmıştı.

Ve bu aziz millet, 28 Mayıs’ta, siyasi ikbal için ‘her yol mübah’ anlayışını sandığa gömerek, batının bazı başkentlerine ve içimizdeki bedhahlara rağmen kendisine, bölgesine ve bütün insanlığa fayda sağlayacak Türkiye Yüzyılı için, doğru zaman da doğru adamı yetkilendirdi.

570 yıl önce cephede çağ açıp çağ kapatan kutlu milletin evlatları, 570 yıl sonra bu kez de sandık marifetiyle egemen güçlere ve onların içimizdeki dostlarına dedi ki, “Yeter! Söz de karar da benimdir, önümüzdeki asır Türk asrı olacak ve bu asırda da en gür seda İslam’ın sedası olacak!..”

28 Mayıs seçim sonuçları aynı zamanda kaçınılmaz olarak siyasete, tarzına ve temsilcilerine yeni bir format atacak, aynı zamanda makyavelist, ilkesiz ve hedonist, köşesiz tarzı, usul ve üslubu, siyasi tabela tüccarı insan figürleriyle birlikte tasfiye ederek, ahlakı, erdemi, ilkeyi, insan kalitesini, dahası vatanı aziz, milleti esas devleti ebed bilen anlayışı hâkim kılacaktır.

28 Mayıs seçim sonuçlarının kaybedeni; Türkiye ve Türk milletinin iç ve dış muarızları olup, kazananı; demokrasimiz, ay yıldızlı al bayrak altında kıyamete kadar bir ve beraber yaşama kararlılığında olan, Malazgirt, Kudüs, Çanakkale, Sakarya, Dumlupınar’da bir olanların, 15 Temmuz’da bir olan, sağduyusu ve feraseti ile bütün yabancı plan ve projeleri altüst eden, 85 milyon Büyük Türk Milletidir. Türkiye, kendisine dost olan tüm ülkelerle, gönül coğrafyalarındaki iki milyara yakın kardeşleri bu muvaffakiyetin paydaşı olmuştur.

Allah'ım, seçim sonuçlarını hakkımızda hayırlı kıl, senin rızanı kazanmak için şehid kanlarıyla bize emanet edilen bu aziz vatan toprakları üzerinde milletimizi huzurla, birlik ve dirlikle, devletimizi de, güç ve itibar ile ilelebet payidar eyle İNŞALLAH.

Yalçın Topçu
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı