Parasal heveslerin milli mânevi değerlerimizin önüne geçtiği ve değer yargılarımızın törpülendiği zaman diliminde..
(kumar, uyuşturucu, fuhuş vs.) Suç unsuru ile "yargıya" intikal edilecek olaylar, bazı tv. programlarında hukuk çerçevesinde ele alınmakta, herhalde reyting uğruna magazine dönüşmekte, her kafadan ayrı bir ses çıkmakta..
Topluma nifak tohumları ekilmemeli, kafalar karıştırılmamalı, ahkam kesilmemeli, "yargılama" yargı mensuplarına bırakılmalıdır. Millet adına verilen karar tartışmasız doğru karardır..
Bizler, kişilerden maada menfur olayların sebep sonuç ilişkilerini insan yönüyle ele almalıyız..
İnsanın fıtraten hevesleri, meyletme imrenme özenme özelliği bilinmeli, medya marifetiyle sağanak yağmur gibi üzerimize boca edilen haberler, süzgeçten geçirilerek nefis planında yorumlanmalı..
Aynı duruma biz/lerde düşebilir miyiz, örümcek ağına takıla bilir miyiz. Öncesinde gıpta edilen şöhretli insan iken, sonra acınası nefret edilen bir insan durumunda olabilir miyiz..
Herkesin özellikle bilmesini istediğim, üzerinde titizlikle durulması gereken, ikaz sadedinde üç hususu pek önemserim..
"...ya yaklaşma." İsra suresi
"Şöhret afattır." Hadis
"Beşer şaşar." Atasözü
Bahis adıyla ne dersen de kumar, uyuşturucu, fuhuş batağı "yaklaşanı" içine alır. Farkında bile olmayız, içine düşeriz.
Hüküm, yaklaşma..
Yaklaşırsan yaparsın..
Şöhret patentiyle adımlarımızı attığımızda, şımartılmış duygularımızın/heveslerimizin/hallerimizin etrafının kimlerden sarmalandığını, hangi batağa çekildiğimizi, belki o çamura saplandığımızda anlarız, geçmişten günümüze bir çok şöhretin mezkur çamur deryasında debelendiğini hatırlarız..
Demek ki şöhreti muhafaza etmek kolay değil..
Hele "beşeriz şaşarız" üzerinde ukalaca durulacak husus değil..
Çocukluğumuzdan başlayan terbiye ve okullarımızdaki eğitimle ciddiyetle ele alınmalıdır..
"İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmek" noktasında, herbirimizin kendisini bilmesi temennisiyle..
Sevgi saygı ve dualarımızla